Kumaşın Hafızası: Atık Parçalardan Yeni Hikâyeler
Kumaşın Anlattığı Sessiz Hikâyeler
Her kumaş parçası bir hikâyeyi içinde saklar. Kimi bir elbisenin yakasından, kimi bir perdenin ucundan kalmıştır. Yıllar boyunca dokunmuş, yıkanmış, belki yıpranmış ama asla tamamen unutulmamıştır.
Biz ise bu sessiz hikâyeleri yeniden duyarak, parçalanmış olanı bir araya getiriyor ve ona yeni bir bütünlük kazandırıyoruz.
Desenin Yeniden İnşası: Atık Kumaşların Sanata Dönüşümü
Kullandığımız kumaşlar, çoğu zaman “artık işe yaramaz” gözüyle bakılan atık parçalardan oluşuyor. Ancak bizim için her parça, yeni bir potansiyel taşıyor.
Bu kumaşları sadece yan yana getirmekle kalmıyor; onlara yeni desenler, yeni anlamlar ve güçlü bir hikâye katıyoruz.
Her dikiş, geçmişle bugünü birbirine bağlıyor.
Kusurun ve Çeşitliliğin Gücü
Geleneksel üretimde bütünlük “tek tiplik” üzerinden tanımlanırken, biz çeşitliliğin estetiğini savunuyoruz.
Birbirinden farklı doku, renk ve kalınlıktaki parçaların birleşimiyle oluşan ürünler, kusurun güzelliğini görünür kılıyor.
Bu çeşitlilik, her bir parçanın bireysel hikâyesini de öne çıkarıyor.
Duygusal Zanaatkârlık: Sezgisel Bir Yolculuk
Ürünlerimiz planlı bir süreçle değil, kumaşların kendi yönlendirmesiyle sezgisel olarak şekilleniyor.
Parçaların ne zaman, nasıl bir araya geleceğini kumaşın kendisi söylüyor.
Bu yüzden hiçbir desen bir diğerinin aynısı olmuyor — her biri doğaçlama bir şiir gibi doğuyor.
Hikâye Taşıyan Yüzeyler
Yaptığımız işte bizi en çok etkileyen şey, ürünlerimize dokunan insanların yüzünde beliren tanıdıklık hissi.
Çünkü kumaşlar, anılarla dolu çağrışımlar yaratıyor: eski bir yaz tatili, annenin dikiş makinesinin sesi, ya da eski bir yorganın sıcaklığı gibi…
Biz, bu çağrışımları yaşatarak onlara yeni bir alan açıyoruz.
Etik ve Estetik Arasında: Sürdürülebilir Bir Duruş
Sürdürülebilirlik, bizim için sadece çevreyle sınırlı bir kavram değil; kültürel hafızaya da saygı göstermek anlamına geliyor.
İsrafı azaltırken dokuma geleneklerini yaşatıyor, her ürünümüzle hem gezegene hem de geçmişe saygı duruşunda bulunuyoruz.